Written By "Ben:)"

Sonu olmayan bir hapishanede bilinci alınmış bir tutsaklık bizim yaşadığımız. Bir bakıma kum havuzunda oynayan çocuklara benziyoruz aslında. Ne kadar da anlaşılmaz ve eğlenceli geliyor avuçlarımıza dolan, parmaklarımızın arasından kayıp giden ve bizi kaşındıran, gıdıklayan kum taneleri. Bedenlerimizin mekana, mekanın zamana mahkum olduğu, ne bir kilidi ne bir anahtarı ne de bir kapısı olan sonsuz bir hapishane. Adına yaşam dediğimiz kapısız penceresiz dört duvar.
Her zamanki gibi ilk adım farkına varmaktır. Belki de bu farkına varış o olmayan çıkış kapısının anahtarı olacaktır bizim için. O zaman iş sadece kapıyı bulmaya geldi ki, zor kısmı da bu noktada başlıyor. Çünkü özgürlük kolay elde edilir bir şey olsaydı, peşinde bir ömür tüketilecek kadar değerli olmazdı, öyle değil mi?
Belki de kapı dışarı doğru açılmıyordur. Göremediğimiz için olmadığını varsaydığımız, özgürlüğümüzü bize tekrar verecek olan o kapı içeriye, kendimize doğrudur. Her önemli kapı gibi bizi uzun bir koridorun sonunda bekliyor ve her sıradan kapı gibi de varoluş amacına uygun olarak için için açılmayı diliyor. Asıl sorun ise bizim onu açmak isteyip istemediğimiz! Ama mutluluk maskesinin arkasına saklanan bu mahkumiyet bizi engellemeye çalışsa da istemeliyiz, en azından denemeliyiz bunu.
Umarım ruhlarınızı biraz olsun huzursuz edebilmişimdir ve umarım bu huzursuzluğunuzu çevrenize de yayarsınız. Çünkü huzurun olduğu yerde değişim olmaz ve biz bu sahte hayatları yaşamaya devam ederiz.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

değişik bir yazı